İlişkilerde Güç Savaşı

İlişkilerdeki güç mücadelesi, iktidar kavgası sonu gelmeyecek, bitmek tükenmek bilmeyecek bir süreç. Çiftlerin yan yana değil karşı karşıya geldiği zamanlar. Bu mücadele en basit ifadesiyle en ilkel mücadelelerden  biri; çünkü böyle bir mücadelenin kazananı olmayacağı ortadadır. Eğer bir kazanan varsa bir de kaybeden olacaktır ki bu çiftin kaybetmesi anlamına geliyor. Ayrıca bir kazananı olursa bu iktidar savaşının o ilişkide veya o ailede psikolojik problemler baş göstermeye başlıyor. Kadın ve erkek bu mücadelede haklı, güçlü, kazanan olmak adına farklı güç kaynaklarını iletişimlerine taşıyabiliyorlar. Kimisi sürekli eleştiriyor, sürekli suçluyor, kimisi karşısındakinin fiziksel veya ruhsal zayıflıklarına saldırabiliyor, kimisi sürekli savunma haline geçebiliyor, kimisi de bir ölü misali ifade edilen hiçbir düşünceye duyguya tepki vermiyor. Kim hangi gücü kullanırsa kullansın bu kavga bir kenara bırakılıp geride yatan istekler, ihtiyaçlar karşılıklı duyulup anlaşılmadığı sürece ilişki bir bitişe doğru yol alabiliyor. Aslında kimin haklı ya da kimin güçlü olduğuyla o kadar ilgileniyoruz ki ne kendimizin ne de karşımızdakinin bu mücadelesinin arkasında yatan ihtiyaçları göremiyoruz. Oysa biliyoruz ki mutlu olmak için haklı olmak gerekmiyor. Haklı olduğumuzu bile düşünsek o tartışmayı durdurup o kalıbı bozup farklı bir iletişime geçebiliriz. Haklı olmanın zevki karşımızdakinin üzüntüsüne yol açıyorsa bunun bize ne faydası olabilir ki. Haklı olmanın sahte zevkini yaşamak  yerine anlamaya çalışma, anlaşılma, ait hissetme, can yoldaşlığına geri dönme, düşünce ve duygularını ifade edebilme gibi daha insani zevkleri yaşamayı amaç edinebiliriz. Bu amaçlar ilişkiyi daha da derinleştirecek daha da olgunlaştıracaktır. Karşı karşıya olduğunuzda değil, yan yana olduğunuzda yol alabilirsiniz. Güç sürekli alarak değil vererek kazanılır. Siz anlayışınızı, sevginizi, merhametinizi vermeden nasıl güç kazanabilirsiniz. Güç kullanarak isteklerini kabul ettiren biri aslında gücünden kaybediyor demektir, bu uzun vadeli sona erecek bir durumdur. 

İlişkilerdeki güç mücadelesi, iktidar kavgası sonu gelmeyecek, bitmek tükenmek bilmeyecek bir süreç. Çiftlerin yan yana değil karşı karşıya geldiği zamanlar. Bu mücadele en basit ifadesiyle en ilkel mücadelelerden  biri; çünkü böyle bir mücadelenin kazananı olmayacağı ortadadır. Eğer bir kazanan varsa bir de kaybeden olacaktır ki bu çiftin kaybetmesi anlamına geliyor. Ayrıca bir kazananı olursa bu iktidar savaşının o ilişkide veya o ailede psikolojik problemler baş göstermeye başlıyor. Kadın ve erkek bu mücadelede haklı, güçlü, kazanan olmak adına farklı güç kaynaklarını iletişimlerine taşıyabiliyorlar. Kimisi sürekli eleştiriyor, sürekli suçluyor, kimisi karşısındakinin fiziksel veya ruhsal zayıflıklarına saldırabiliyor, kimisi sürekli savunma haline geçebiliyor, kimisi de bir ölü misali ifade edilen hiçbir düşünceye duyguya tepki vermiyor. Kim hangi gücü kullanırsa kullansın bu kavga bir kenara bırakılıp geride yatan istekler, ihtiyaçlar karşılıklı duyulup anlaşılmadığı sürece ilişki bir bitişe doğru yol alabiliyor. Aslında kimin haklı ya da kimin güçlü olduğuyla o kadar ilgileniyoruz ki ne kendimizin ne de karşımızdakinin bu mücadelesinin arkasında yatan ihtiyaçları göremiyoruz. Oysa biliyoruz ki mutlu olmak için haklı olmak gerekmiyor. Haklı olduğumuzu bile düşünsek o tartışmayı durdurup o kalıbı bozup farklı bir iletişime geçebiliriz. Haklı olmanın zevki karşımızdakinin üzüntüsüne yol açıyorsa bunun bize ne faydası olabilir ki. Haklı olmanın sahte zevkini yaşamak  yerine anlamaya çalışma, anlaşılma, ait hissetme, can yoldaşlığına geri dönme, düşünce ve duygularını ifade edebilme gibi daha insani zevkleri yaşamayı amaç edinebiliriz. Bu amaçlar ilişkiyi daha da derinleştirecek daha da olgunlaştıracaktır. Karşı karşıya olduğunuzda değil, yan yana olduğunuzda yol alabilirsiniz. Güç sürekli alarak değil vererek kazanılır. Siz anlayışınızı, sevginizi, merhametinizi vermeden nasıl güç kazanabilirsiniz. Güç kullanarak isteklerini kabul ettiren biri aslında gücünden kaybediyor demektir, bu uzun vadeli sona erecek bir durumdur.